Yeni süreçte sıfır tolerans! Haritalar yeniden tanımlanıyor: Türkiye'nin 3 kelimelik stratejisi
Türkiye yeni bir sınava girdi. Atılan her adımın önemli olduğu bu dönemde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yükselişiyle başlayan “Terörsüz Türkiye” adlı yeni süreçte taraflar hızlı hareket etme kararlılığını sürdürüyor. DEM partisi heyetinin İmralı ile görüşmesinin ardından hızlı bir şekilde siyasi partilere yaptığı ziyaretin, hem devletin hem de Abdullah Öcalan'ın davasının “bulaşma” riskini ortadan kaldırmayı amaçladığı belirtildi. Bu nedenle İmralı'ya ikinci ziyaretinde veya bir sonraki görüşmede Öcalan'ın hem Kandil'e hem de örgütün Suriye'deki uzantılarına açık çağrıda bulunarak silahlarını bırakmalarını isteyeceği ve kaldırdıklarını bizzat açıklayacağı belirtiliyor. organizasyon.
KRİTİK BÖLGEDE İRAN TEHLİKESİ
AKP ve hükümet, İran'ın bölgede kaybettiği hakimiyetini PKK üzerinden yeniden kazanmak istediğini değerlendiriyor. Bu nedenle, önceki süreçten farklı olarak, yeni süreci tetikleyecek hem dış etkenlerin hem de örgüt içi girişimlerin olabileceği düşünülerek 'hızlı ve kararlı' önlemler alınıyor.
“Türkiye hızlı hareket edecek”
Türkiye gazetesinin haberine göre AK Parti kaynakları şunları söyledi: “Süreç devletin zihniyetine göre ilerliyor. Ortadoğu haritalarının yeniden çizileceği bir süreçte Türkiye'nin de hızlı hareket edeceği aşikar. İran yıllardır Suriye üzerinden bölgedeki hakimiyetini kurmaya çalışıyor. Ancak hem Suriye'de yeni dönem hem de Türkiye'de başlatılan yeni süreç, bölgedeki İran kurgusunu bir bakıma bozdu. Bu nedenle İran boş durmayacaktır. Kandil yönetiminin tamamı İran tarafında. Yani PKK, kaybettiği hakimiyetini yeniden kazanabilen tek silahlı güçtü. PKK'yı kullanarak PYD üzerinden Suriye'de yeni hamleler başlatabilir” dedi.
“Silah ve barış olamaz”
AKP'ye göre yeni yargılama artık terör örgütünün son fırsatını temsil ediyor. AK Parti lobilerinde “Ya silahlarını bırakacaklar ya da ortadan kaybolacaklar. Silah ve barış aynı anda var olamaz. Çünkü artık şiddetin hiçbir haklı gerekçesi yok. Açıkçası daha önceki çözüm sürecinde bu süreç zehirlenmesin diye devlet örgüte karşı oldukça hoşgörülü davranmıştı. Ama sonra herkes örgütün süreci nasıl kötüye kullandığını gördü. Bu sefer bu şekilde yapılmadı. “Örgüte asla taviz ve hoşgörü gösterilmeyeceği” görüşü dile getirildi.